Türkiye, 2018 yılından bu yana yüksek enflasyon oranlarıyla mücadele eden bir ekonomi haline gelmiştir. Enflasyon, mal ve hizmet fiyatlarının genel seviyesindeki sürekli artışı ifade eder ve ekonomik istikrarın önemli bir göstergesi olarak kabul edilir. Ancak Türkiye’de son yıllarda özellikle 2018 sonrası dönemde, enflasyonda kaydedilen dramatik artış, ekonomik sorunların derinleşmesine neden olmuştur.
2018’deki döviz krizi, Türk lirasının değerinin hızlı bir şekilde düşmesine yol açmış ve bu durum, ithalata dayalı mal fiyatlarını artırmıştı. Türk lirasındaki değer kaybı, enflasyon üzerindeki baskıları artırarak, fiyatların hızlı bir şekilde yükselmesine sebep oldu. 2021 yılı itibarıyla Türkiye, 20% ve üzerinde yıllık enflasyon oranlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu durum, özellikle temel ihtiyaç maddeleri ve gıda fiyatlarının yükselmesiyle toplumun geniş kesimlerini olumsuz etkilemiştir.
Hükümet, yüksek enflasyonu kontrol altına almak amacıyla farklı politikalar denemiştir. Ancak, faiz oranlarının düşük tutulması ve Türkiye’nin siyasi ve ekonomik belirsizlikleri, enflasyon sorununu çözme çabalarını zorlaştırmıştır. Enflasyon ile birlikte hayat pahalılığı, sosyal huzursuzluklara ve ekonomik dengesizliklere yol açarak, halka yansıyan bir kriz haline gelmiştir.